6 Nisan 2013 Cumartesi

English Tense | İngilizce Zamanlar Konu Anlatımı

İNGİLİZCE ZAMANLAR

Sevgili Arkadaşlar Buradaki konular İngilizce Zamanlar - English Tense Konu Anlatım ve Notlarıdır. Linke tıklayarak Çalışmak istediğiniz konuyu açıp çalışabilirsiniz...


SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN) KONU ANLATIMI












İNGİLİZCE FUTURE PERFECT CONTINUOUS TENSE KONU ANLATIMI


"…den beri yapıyor olacağım" biçimindeki ifadeler için kullanılır.

Kullanılışı:

Önceden başlamış ya da gelecekte başlayacak bir eylemin gelecek zamanda da devam etmekte olacağını göstermek için kullanılır.

I will have been teaching at this school for 5 years at the end of this year.
Bu yılın sonunda bu okulda 5 yıldır ders vermiş olacağım.


Genellikle bir zaman zarfı cümleciği ile kullanılır. Bu durumda zarf cümleciği geleceği gösterir.
They will have been driving for 6 hours, vvhen they get to Ankara.
Ankara'ya vardıklarında 6 saatten beri araba sürüyor olacaklar..

İNGİLİZCE FUTURE PERFECT TENSE (GELECEK ÖNCESİ ZAMAN) KONU ANLATIMI


"Yapmış olacağım" biçimindeki ifadeler için kullanılır.


Cümle Yapısı

Kullanılan will (veya shall) önüne her zaman yalın fiiller alacağı için gelecek zaman gereği kullanılan havede tüm şahıslar için yalındır. Yapılan eylemi gösteren fiil ise hep üçüncü biçimdedir.

Olumlu Cümle: Özne + Wıll + Have Fiil (Üçüncü Biçim)


Kullanılışı:

Gelecekte verilmiş olan belli bir zamandan daha önce bitmiş olacak eylemi göstermek için kullanılır.

I will have seen him by tomorrovv morning.
Yarın sabaha kadar onu görmüş olacağım.


Zarf cümleciklerinde kullanılır. Böylece gelecekte yapılacak bir eylemden veya olaydan önce biten eylemleri de anlatır.

I will have seen him before he leaves.
O ayrılmadan önce onu görmüş olacağım.

İNGİLİZCE FUTURE CONTINUOUS TENSE KONU ANLATIMI


FUTURE CONTINUOUS TENSE (GELECEK ZAMANDA DEVAM EDECEK ZAMAN)

"Yapıyor olacağım" biçimindeki ifadeler için kullanılır.

Cümle Yapısı

Olumlu Cümle: Özne + Will Be + Fiil (İng)


Kullanılışı:

1. Gelecek zamanda verilen bir zaman diliminin tümünü kapsayacak eylemleri ya da durumları anlatmak için kullanılır.

He will be staying at that hotel all next week.
Bütün gelecek hafta o otelde kalıyor olacak.

I will be reading a book all evening.
Bütün akşam kitap okuyor olacağım.


2. Gelecek zamanda verilen bir zaman diliminden önce başlamış, o sırada devam eden ve daha sonra da sürecek olan eylemleri ya da durumları anlatmak için kullanılır.

I will stili be studying when you come back.
Sen döndüğünde ben hâlâ çalışıyor olacağım.

İNGİLİZCE FUTURE TENSE (GELECEK ZAMAN) KONU ANLATIMI


"Yapacağım" biçiminde 'çevirebileceğimiz ve Türkçe karşılığı Gelecek Zaman olan bu tense en yaygın olarak iki türlü ifade edilir:

a) will/shall çekimsiz fiilleriyle

b) be going to kalıbıyla

Wıll / Shall Kullanılışı

Gelecekte yapılacak eylemleri anlatmak için kullanılır. Will ve shall yardımcı fiilleri çekimsiz fiillerdir ve bu sözcüklerden sonra daima temel fiillerin YALIN BİÇİMİ kullanılır.


Cümle Yapısı:

Olumlu Cümle: Özne + Wıll/Shall + Fiil (Yalın)

Günümüz İngilizce’sinde tüm şahıslar için will kullanılması yaygınlaşmıştır.

Bu yapıyla gelecekte yapılacak, fakat önceden kesin olarak kararlaştırılmamış eylemlerin yapılacağı anlatılır.

Azim, karar, ısrar ve isteklilik gibi özellikler de bu iki çekimsiz fiille anlatılır. Yine tüm şahıslar için will kullanılabilir.


Will olumsuz olarak kullanıldığı zaman kabul etmeyişi ve isteksizliği belirten bir ısrarı gösterir.

The little girl just vvon't talk to me,
Küçük kız bir türlü benimle konuşmuyor.


Emir cümleleri sonuna getirilen will you veya vvon't you bir daveti veya ricayı gösterir.

Take it away, will you?
Lütfen şunu götürüver, olmaz mı?

Come in, vvon't you?
İçeri girmez misiniz?


Söz verme ya da korkutma anlamı için birinci tekil ve çoğul şahıslarda wjll, diğer şahıslarda shall kullanılır.

If you vvant that car, you shall have it.
Eğer bu arabayı istiyorsan, onu alacaksın.


I will finish it before next week.
Gelecek haftaya kalmadan onu bitireceğim.


Shall Birinci tekil ve çoğul (I-We) şahıslarla, fikir almak istediğimiz zaman soru cümlelerinde kullanılır. Bu soruyu soran kişi, karşıdan gelecek öneriyi yapmaya hazırdır.

Shall I open the window?
Pencereyi açayım mı?

Shall we have some tea?
Biraz çay içelim mi?


Shall we sorusunun cevabı hemen her zaman let's ... ile verilir.

Shall we have some tea? Yes let's (have some).

No, let's not (have any).


Be Goıng To Kalıbının Kullanılışı

Bu kalıp gelecekte yapmaya niyet ettiğimizönceden kararlaştırdığımızhatta bunun için bazı hazırlıklar yapmış- olduğumuz eylemleri anlatmak için kullanılır.

My father has bought some paint; he is going to paint the walls.
Babam biraz boya aldı; duvarları boyayacak.


Herhangi bir olayın olacağını kesin olarak belirten işaretler varsa ve bundan sonuç çıkarabiliyorsak, bu durumu anlatmak için be going to kullanılır.

it is going to rain; look at those clouds!
Yağmur yağacak; şu bulutlara bak!


İkinci tekil ve çoğul (you) şahıslarda hayret ifade eden bir soru ya da bildiri için de kullanılır.

Are you going to kiss her?
Yoksa onu öpecek misin?


DİKKAT: BE GOING TO kalıbı bir kimsenin niyeti söz konusu değilse kullanılmaz.

You will get only what I give you.
Yalnızca ben ne verirsem onu alacaksın.

Böyle bir cümlede will yerine be going to kullanılmaz, çünkü söz konusu kişinin alacağı şey onun kendi niyetiyle ilgili değildir.


Cümle Yapısı

BE fiili özneye uygun olarak am - are - is biçimlerini alır. Going to hiçbir değişikliğe uğramaz, ama to'dan sonra gelecek temel fiilin YALIN olmalıdır.

Olumlu Cümle: Özne + Be Goıng To + Fiil (Yalın)


Be Goıng To Kalıbının Geçmiş Zamanda (Past) Kullanılışı:

Geçmişte niyet edilmiş ama yerine getirilmemiş bir eylemi anlatmak için kullanılır. BE fiilinin geçmiş zaman biçimi olan was ve were ile going to kalıbı kullanılır.

I was going to play football yesterday afternoon.
Dün öğleden sonra futbol oynayacaktım.

Why didn't you?
Neden oynamadın?

it started to rain.
Yağmur yağmaya başladı.

Olumsuz, soru ve soru sözcüklü soru cümleleri de daha önce açıklanmış biçimlerde olur.

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE (GEÇMİŞİN GEÇMİŞİNDE DEVAM ETMİŞ ZAMAN)


PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE (GEÇMİŞİN GEÇMİŞİNDE DEVAM ETMİŞ ZAMAN)


"Yapıyordum/yapmaktaydım" şeklindeki ifadeler için kullanılır.

Cümle Yapısı


Yardımcı fiili: HAD (tüm şahıslar için).

Olumlu Cümle: Özne + Had + Been + Fiil (İng)


Kullanılışı:

Geçmişte belirli bir andan daha önce başlamış ve

a) o ana kadar devam etmiş,

b) o anda devam eden eylemleri anlatmak için kullanılır.

I had been waiting there for two hours before she finally arrived.
(O vardığında orada iki saattir otobüs beklemekteydim / bekliyordum.)

She had only been studying English for two years before she got the job.
(İşe girmeden önce sadece iki yıl boyunca İngilizce çalışmaktaydı / çalışıyordu.)

İNGİLİZCE PAST PERFECT TENSE (GEÇMİŞİN GEÇMİŞİ, GEÇMİŞ ÖNCESİ ZAMAN) KONU ANLATIMI


PAST PERFECT TENSE (GEÇMİŞİN GEÇMİŞİ, GEÇMİŞ ÖNCESİ ZAMAN)


"Yapmıştım" biçiminde ifadeler için kullanılır. Dilimizdeki "mişli geçmiş zaman" karşılığıdır.


Cümle Yapısı

Geçmiş öncesi zaman  için yalnızca HAD yardımcı fiili kullanılır, tüm şahıslar için aynıdır. Fiilin üçüncü biçimi geçerlidir.

Olumlu Cümle: Özne + Had + Fiil (Üçüncü Biçim)


Kullanılışı:

Geçmişte belirli bir andan daha önce tamamlanmış bir eylemi anlatmak için kullanılır.

Geçmişte belirli bir andan önce başlamış ve verilmiş olan o zamana kadar devam eden eylemleri de gösterir.

İngilizce’de sık kullanılan zamanlardan biridir, çünkü bir öykü ya da başımızdan geçen bir olayı anlatırken kullanacağımız geçmiş zamandır.

Anlatım sırasında da sık sık o olaydan daha önce cereyan eden başka olaylar da gündeme gelir ki, bunlar geçmiş öncesi zaman ile belirtilir.

Koşullu cümlelerin üçüncü biçimi olan ve yerine getirilmesi olanaksız olan if li cümlecik veya vvish ile yapılan temel cümlenin ardından kullanılır.

I would have told him, if I had seen him. (Onu görmüş olsaydım, söylerdim.)

I wish I had seen him. (Onu görmüş olmayı isterdim.)


Past Perfect Tense ve Simple Past Tense ile yapılan iki benzer cümlenin anlamları farklıdır.

a) When the teacher arrived, the students had begun to study. (Öğretmen geldiğinde öğrenciler çalışmaya başlamışlardı.)

Cümlesinde öğretmen geldiği zaman öğrenciler zaten çalışmaktadırlar, yani daha önce başlamışlardır.

b) When the teaeher arrived, the students began to study. (Öğretmen geldiğinde öğrenciler çalışmaya başladılar.)

Cümlesinde ise, öğrenciler çalışmaya başlamak için öğretmenin gelmesini beklemişlerdir. Öğretmen gelince başlarlar.