6 Nisan 2013 Cumartesi

English Tense | İngilizce Zamanlar Konu Anlatımı

İNGİLİZCE ZAMANLAR

Sevgili Arkadaşlar Buradaki konular İngilizce Zamanlar - English Tense Konu Anlatım ve Notlarıdır. Linke tıklayarak Çalışmak istediğiniz konuyu açıp çalışabilirsiniz...


SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN) KONU ANLATIMI












İNGİLİZCE FUTURE PERFECT CONTINUOUS TENSE KONU ANLATIMI


"…den beri yapıyor olacağım" biçimindeki ifadeler için kullanılır.

Kullanılışı:

Önceden başlamış ya da gelecekte başlayacak bir eylemin gelecek zamanda da devam etmekte olacağını göstermek için kullanılır.

I will have been teaching at this school for 5 years at the end of this year.
Bu yılın sonunda bu okulda 5 yıldır ders vermiş olacağım.


Genellikle bir zaman zarfı cümleciği ile kullanılır. Bu durumda zarf cümleciği geleceği gösterir.
They will have been driving for 6 hours, vvhen they get to Ankara.
Ankara'ya vardıklarında 6 saatten beri araba sürüyor olacaklar..

İNGİLİZCE FUTURE PERFECT TENSE (GELECEK ÖNCESİ ZAMAN) KONU ANLATIMI


"Yapmış olacağım" biçimindeki ifadeler için kullanılır.


Cümle Yapısı

Kullanılan will (veya shall) önüne her zaman yalın fiiller alacağı için gelecek zaman gereği kullanılan havede tüm şahıslar için yalındır. Yapılan eylemi gösteren fiil ise hep üçüncü biçimdedir.

Olumlu Cümle: Özne + Wıll + Have Fiil (Üçüncü Biçim)


Kullanılışı:

Gelecekte verilmiş olan belli bir zamandan daha önce bitmiş olacak eylemi göstermek için kullanılır.

I will have seen him by tomorrovv morning.
Yarın sabaha kadar onu görmüş olacağım.


Zarf cümleciklerinde kullanılır. Böylece gelecekte yapılacak bir eylemden veya olaydan önce biten eylemleri de anlatır.

I will have seen him before he leaves.
O ayrılmadan önce onu görmüş olacağım.

İNGİLİZCE FUTURE CONTINUOUS TENSE KONU ANLATIMI


FUTURE CONTINUOUS TENSE (GELECEK ZAMANDA DEVAM EDECEK ZAMAN)

"Yapıyor olacağım" biçimindeki ifadeler için kullanılır.

Cümle Yapısı

Olumlu Cümle: Özne + Will Be + Fiil (İng)


Kullanılışı:

1. Gelecek zamanda verilen bir zaman diliminin tümünü kapsayacak eylemleri ya da durumları anlatmak için kullanılır.

He will be staying at that hotel all next week.
Bütün gelecek hafta o otelde kalıyor olacak.

I will be reading a book all evening.
Bütün akşam kitap okuyor olacağım.


2. Gelecek zamanda verilen bir zaman diliminden önce başlamış, o sırada devam eden ve daha sonra da sürecek olan eylemleri ya da durumları anlatmak için kullanılır.

I will stili be studying when you come back.
Sen döndüğünde ben hâlâ çalışıyor olacağım.

İNGİLİZCE FUTURE TENSE (GELECEK ZAMAN) KONU ANLATIMI


"Yapacağım" biçiminde 'çevirebileceğimiz ve Türkçe karşılığı Gelecek Zaman olan bu tense en yaygın olarak iki türlü ifade edilir:

a) will/shall çekimsiz fiilleriyle

b) be going to kalıbıyla

Wıll / Shall Kullanılışı

Gelecekte yapılacak eylemleri anlatmak için kullanılır. Will ve shall yardımcı fiilleri çekimsiz fiillerdir ve bu sözcüklerden sonra daima temel fiillerin YALIN BİÇİMİ kullanılır.


Cümle Yapısı:

Olumlu Cümle: Özne + Wıll/Shall + Fiil (Yalın)

Günümüz İngilizce’sinde tüm şahıslar için will kullanılması yaygınlaşmıştır.

Bu yapıyla gelecekte yapılacak, fakat önceden kesin olarak kararlaştırılmamış eylemlerin yapılacağı anlatılır.

Azim, karar, ısrar ve isteklilik gibi özellikler de bu iki çekimsiz fiille anlatılır. Yine tüm şahıslar için will kullanılabilir.


Will olumsuz olarak kullanıldığı zaman kabul etmeyişi ve isteksizliği belirten bir ısrarı gösterir.

The little girl just vvon't talk to me,
Küçük kız bir türlü benimle konuşmuyor.


Emir cümleleri sonuna getirilen will you veya vvon't you bir daveti veya ricayı gösterir.

Take it away, will you?
Lütfen şunu götürüver, olmaz mı?

Come in, vvon't you?
İçeri girmez misiniz?


Söz verme ya da korkutma anlamı için birinci tekil ve çoğul şahıslarda wjll, diğer şahıslarda shall kullanılır.

If you vvant that car, you shall have it.
Eğer bu arabayı istiyorsan, onu alacaksın.


I will finish it before next week.
Gelecek haftaya kalmadan onu bitireceğim.


Shall Birinci tekil ve çoğul (I-We) şahıslarla, fikir almak istediğimiz zaman soru cümlelerinde kullanılır. Bu soruyu soran kişi, karşıdan gelecek öneriyi yapmaya hazırdır.

Shall I open the window?
Pencereyi açayım mı?

Shall we have some tea?
Biraz çay içelim mi?


Shall we sorusunun cevabı hemen her zaman let's ... ile verilir.

Shall we have some tea? Yes let's (have some).

No, let's not (have any).


Be Goıng To Kalıbının Kullanılışı

Bu kalıp gelecekte yapmaya niyet ettiğimizönceden kararlaştırdığımızhatta bunun için bazı hazırlıklar yapmış- olduğumuz eylemleri anlatmak için kullanılır.

My father has bought some paint; he is going to paint the walls.
Babam biraz boya aldı; duvarları boyayacak.


Herhangi bir olayın olacağını kesin olarak belirten işaretler varsa ve bundan sonuç çıkarabiliyorsak, bu durumu anlatmak için be going to kullanılır.

it is going to rain; look at those clouds!
Yağmur yağacak; şu bulutlara bak!


İkinci tekil ve çoğul (you) şahıslarda hayret ifade eden bir soru ya da bildiri için de kullanılır.

Are you going to kiss her?
Yoksa onu öpecek misin?


DİKKAT: BE GOING TO kalıbı bir kimsenin niyeti söz konusu değilse kullanılmaz.

You will get only what I give you.
Yalnızca ben ne verirsem onu alacaksın.

Böyle bir cümlede will yerine be going to kullanılmaz, çünkü söz konusu kişinin alacağı şey onun kendi niyetiyle ilgili değildir.


Cümle Yapısı

BE fiili özneye uygun olarak am - are - is biçimlerini alır. Going to hiçbir değişikliğe uğramaz, ama to'dan sonra gelecek temel fiilin YALIN olmalıdır.

Olumlu Cümle: Özne + Be Goıng To + Fiil (Yalın)


Be Goıng To Kalıbının Geçmiş Zamanda (Past) Kullanılışı:

Geçmişte niyet edilmiş ama yerine getirilmemiş bir eylemi anlatmak için kullanılır. BE fiilinin geçmiş zaman biçimi olan was ve were ile going to kalıbı kullanılır.

I was going to play football yesterday afternoon.
Dün öğleden sonra futbol oynayacaktım.

Why didn't you?
Neden oynamadın?

it started to rain.
Yağmur yağmaya başladı.

Olumsuz, soru ve soru sözcüklü soru cümleleri de daha önce açıklanmış biçimlerde olur.

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE (GEÇMİŞİN GEÇMİŞİNDE DEVAM ETMİŞ ZAMAN)


PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE (GEÇMİŞİN GEÇMİŞİNDE DEVAM ETMİŞ ZAMAN)


"Yapıyordum/yapmaktaydım" şeklindeki ifadeler için kullanılır.

Cümle Yapısı


Yardımcı fiili: HAD (tüm şahıslar için).

Olumlu Cümle: Özne + Had + Been + Fiil (İng)


Kullanılışı:

Geçmişte belirli bir andan daha önce başlamış ve

a) o ana kadar devam etmiş,

b) o anda devam eden eylemleri anlatmak için kullanılır.

I had been waiting there for two hours before she finally arrived.
(O vardığında orada iki saattir otobüs beklemekteydim / bekliyordum.)

She had only been studying English for two years before she got the job.
(İşe girmeden önce sadece iki yıl boyunca İngilizce çalışmaktaydı / çalışıyordu.)

İNGİLİZCE PAST PERFECT TENSE (GEÇMİŞİN GEÇMİŞİ, GEÇMİŞ ÖNCESİ ZAMAN) KONU ANLATIMI


PAST PERFECT TENSE (GEÇMİŞİN GEÇMİŞİ, GEÇMİŞ ÖNCESİ ZAMAN)


"Yapmıştım" biçiminde ifadeler için kullanılır. Dilimizdeki "mişli geçmiş zaman" karşılığıdır.


Cümle Yapısı

Geçmiş öncesi zaman  için yalnızca HAD yardımcı fiili kullanılır, tüm şahıslar için aynıdır. Fiilin üçüncü biçimi geçerlidir.

Olumlu Cümle: Özne + Had + Fiil (Üçüncü Biçim)


Kullanılışı:

Geçmişte belirli bir andan daha önce tamamlanmış bir eylemi anlatmak için kullanılır.

Geçmişte belirli bir andan önce başlamış ve verilmiş olan o zamana kadar devam eden eylemleri de gösterir.

İngilizce’de sık kullanılan zamanlardan biridir, çünkü bir öykü ya da başımızdan geçen bir olayı anlatırken kullanacağımız geçmiş zamandır.

Anlatım sırasında da sık sık o olaydan daha önce cereyan eden başka olaylar da gündeme gelir ki, bunlar geçmiş öncesi zaman ile belirtilir.

Koşullu cümlelerin üçüncü biçimi olan ve yerine getirilmesi olanaksız olan if li cümlecik veya vvish ile yapılan temel cümlenin ardından kullanılır.

I would have told him, if I had seen him. (Onu görmüş olsaydım, söylerdim.)

I wish I had seen him. (Onu görmüş olmayı isterdim.)


Past Perfect Tense ve Simple Past Tense ile yapılan iki benzer cümlenin anlamları farklıdır.

a) When the teacher arrived, the students had begun to study. (Öğretmen geldiğinde öğrenciler çalışmaya başlamışlardı.)

Cümlesinde öğretmen geldiği zaman öğrenciler zaten çalışmaktadırlar, yani daha önce başlamışlardır.

b) When the teaeher arrived, the students began to study. (Öğretmen geldiğinde öğrenciler çalışmaya başladılar.)

Cümlesinde ise, öğrenciler çalışmaya başlamak için öğretmenin gelmesini beklemişlerdir. Öğretmen gelince başlarlar.

INGILIZCE PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE KONU ANLATIMI


PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE (ŞİMDİYE KADAR SÜREN GEÇMİŞ ZAMAN)

"Yapıyorum/yapmaktayım" biçimindeki ifadeler için kullanılır.

Cümle Yapısı

Süregelen şimdi öncesi zaman için yardımcı fiil HAVE/HAS ’dir.

Olumlu Cümle: Özne + Have/Has Been + Fiil (İng)


Kullanılışı:

Geçmişte başlayan bir eylem içinde bulunduğumuz anda hâlâ devam ediyor olabilir. Bu da genellikle:

stay (kalmak)

wait (beklemek)

sit (oturmak)

stand (ayakta durmak)

lie (uzanmak, yatar durumda olmak)

study (öğrenmek için çalışmak, incelemek)

learn (öğrenmek)

live (yaşamak, bir yerde yaşıyor olmak)

rest (dinlenmek) vb. fiillerle gösterilir.


Present Perfect Tense ile Present Perfect Continuous Tense arasındaki kullanım farkı:

Present Perfect Tense (Şimdi öncesi zaman) : Geçmişte başlayan ve belki de hâlâ devam eden bir eylemi anlatır, ama önemli olan, eylemin anlattığı DURUMDUR.

Present Perfect Continuous Tense (Süregelen şimdi öncesi zaman): Yine geçmişte başlayıp hâlâ devam eden bir eylemi anlatır, ama önemli olan, DEVAM EDEN EYLEMDİR.

Örnek:

a) Someone has used my towel. (Birisi havlumu kullanmış.)

Cümlesinde ortaya çıkan bir durum vardır ve ilk kez fark ediliyordur. Devam edip etmeyeceği belli değildir.

b) Someone has been using my towel. (Birisi [devamlı] havlumu kullanıyor.)

Cümlesinde ise, durum ikinci kez fark ediliyor ve eylem devamlılık kazanıyor. Belki havlu ertesi gün de kullanılmış olacaktır.

PRESENT PERFECT TENSE (ŞİMDİYİ İÇİNE ALAN GEÇMİŞ ZAMAN)


PRESENT PERFECT TENSE (ŞİMDİYİ İÇİNE ALAN GEÇMİŞ ZAMAN)

Bu çatı İngilizcedeki karşınıza çıkabilecek en zor konudur. Bunun sebebi bu zamanın Türkçe de tam bir karşılığı olmamasıdır. Bir çeşit geçmiş zamandır ama belirsizlik söz konusudur yada olayların etkisi günümüze kadar ulaşır.

1) Belirsiz zaman

Bu yapıyı belirsiz bir zamanda gerçekleşen bir olayı ifade etmekte kullanırız. Kesin vakit önemli değildir. Yesterday, two days ago, last year gibi kesin bir vakti gösteren zaman zarfları kesinlikle kullanılamaz. Bu zarfları kullanırsak cümleleri simple past tense çatısı ile kurmak gerekir.

Geçmişte belli vakitte gerçekleşmiş eylemleri past simple ile ifade ederiz. Pre. Perf. ile ever, once, before, already, many times, never, yet, several times, so far gibi belirsiz ifadeler kullanılmalıdır.

Bazen bir olayın vuku bulduğunu, bir aksiyonun yapıldığını veya yapılmadığını bir statü veya halin kazanıldığını veya kazanılmadığını ifade etmek önemlidir. Ama olayın veya halin “ne zaman” olduğu hiç önemli değildir.

http://docs.google.com/File?id=dfcsv7x9_181chq2rbg2_b

We have watched Batman thirty times.
Batman’i otuz sefer izledik.

I remember I have seen that man once before.
O adamı daha önce bir kez gördüğümü hatırlıyorum.

Have you found an English dictionary yet?
Hala ingilizce sözlük bulamadınmı?

You have never been polite.
Hiçbir zaman kibar olmadın .

Have you seen her?
Onu gördün mü?

She has gone away.
Uzaklara gitti.


Belirsiz zaman denince kafanız karışabilir bunu detaylı olarak başlıklar halinde görelim.

a) Tecrübe

Tecrübe ve deneyimlerinizden bahsedebilirsiniz.Şöyle demiş gibi olursunuz  “….tecrübesine sahibim/var.” Ya da bir konu üzerinde tecrübeniz olmadığını anlatabilirsiniz.

Rambo has been to Afghanistan.
Burada Rambonun Afganistanda bulunma tecrübesinden bahsedilmektedir. Belki bir belkide birkaç bulunmuştur.

She has been to Silifke ten times.
Ten times diyerek kaç kez bu tecrübeyi yaşadıgını ifade ettik.Kaç sefer olduğunu cümlenin sonuna ekleyebiliriz.

Recep hasn’t been to Moscow.
Recep’in böyle bir tecrübeden mahrum olduğunu söyleriz.


b) Değişen zaman

Belli bir zaman süresinde gerçekleşen değişim ve değişiklikten bahsederiz.

Learning English has become more popular since the internet in Turkey has spread out.
Internetin Türkiyede yayılmasından beri İngilizce öğrenme daha popüler oldu.

Japan has become a super power.
Japonya süper bir güç oldu.


c) Başarılar

Bir şahsın yada insanoğlunun başarısından bahsederiz ancak belli bir zaman kullanmayız. Bireylerin ve insanlığın başarıları bu zaman kipiyle ifade edilir. Ancak, bunu yaparken, cümlede spesifik bir zaman yer almamalıdır.

My daughter has learned how to write.
Kızım yazmayı öğrendi.

Edison has invented the bulb.
Edison ampulü icat etti.

In the end, he has made it.
Sonunda başarılı oldu.

Mankind has always progressed.
İnsanlık daima ilerlemiştir.


d) Beklentiler

Beklenti ve umutlarımız gerçekleşmemişse bu çatıyla ifadeler oluştururuz.

The taxi hasn’t waited for me.
Taksi beni beklemedi.

I haven’t taken high marks this year.
Bu sene yüksek notlar almadım.


e) Birden fazla eylem

Birçok olayın farklı zamanlarda gerçekleştiğini ve daha fazlasının olmasını beklediğimizi ifade etmekte kullanırız.

The patient has seen many different doctors related to his sickness; however they can not help him.
Hasta, hastalığı ile ilgili birçok farklı doktora göründü fakat ona yardım edemediler.

Belirsiz zamandan söz edildiğinde yukarıdaki beş maddede geçen unsurlar önemlidir.


2) Geçmişte meydana gelmiş, ama bugünü, etkileyen veya sonuçları şimdi ortaya çıkan olaylar.

He has broken his leg .
Ayağını kırdı.(Ayağı halen kırık)

I have studied maths for long years .
Uzun yıllar matematik çalıştım. (Açıkça değilse de, bugün iyi bir matematikçiyim iması var.)


3)Bir olayı haber vermek için

There has been a fire.
Yangın çıktı.


4)Halen içinde bulunduğumuz zaman dilimindeki aksiyon ve haller.

We have been very busy this year.
Bu yıl çok meşgulüz. (Bu yıl hala bitmedi)

I have not met you this morning.
Bu sabah sana rastlamadım. (Zaman hala sabah)


5)Geçmişte tekrarlanan veya alışkanlık halindeki fiiller

He has always been honest.
O daima dürüst olmuştur.

You have always protected me.
Beni daima korudun.


6)Until, after, when, as soon as, once, by the time gibi zaman cümlecikleri ve the minute/the moment gibi ifadelerle birlikte kullanılarak gelecekteki olaylara gönderme yapılmasını sağlar.

I won’t say anything until I’ve seeen my lawyer.
Avukatımı görmeden bir şey söylemeyeceğim.

He will be 24 by the time he has finished school.
Okulu bitirdiğinde 24 yaşında olacak.

We will call the police the minute/moment we have seen the thief.
Hırsızı gördüğümüz dakikada/anda polisi, arayacağız.

You’ll let me know as soon as you have heard the news.
Sonuçları alır almaz bana bilidireceksin.

They will make a journey, after they have visited their parents.
Ebeveynlerini ziyaret ettikten sonra, seyahate çıkacaklar.

I will do my best when my boss has given me an order.
Patronum bana bir emir verdiğinde elimden geleni yapacağım.

The children will rush to the garden, once when they have heard the bell.
Zili bir kez duyduktan sonra, çoçuklar bahçeye koşacaklar.


7)Süperlative( üstünlük) dereceleri ifade ederken

He is the best man I have ever seen.
O gördüğüm en iyi insandır.

This is the worst contract I have signed.
Bu imzaladığım en kötü mukavele.


8)Geçmişten şimdiye

Geçmişte başlayıp konuşma esnasına kadar devam eden olaylardan bahsedilir. For ve since zaman ifadeleri kullanılır.-ing takısı almayan yani continuous formda kullanılmyan fiiller ile bu çatı kurulur.

I have been in this site for ten minutes.
On dakikdadır bu sitedeyim.(be fiili -ing cont. form da kullanılamaz)

Kelly has known me since 1987.
Kelly beni 1987 den beri tanıyor.


For - Since Kullanımı

For belli bir zaman süresini ifade ederken, since olayın başlangıç noktasını verdiğimizde kullanılır.

for 48 hours (kırk sekiz saattir)

since 48 hours (kırk sekiz saatten beri)


Dikkat: Present perfecti, geçmişteki zaman noktası veya kesitini belirginleştiren aşağıdaki kelimelerle kullanmayın.

Örnekler:

Yesterday: dün,

One day: bir gün

1846, 1996, 2002 gibi seneyi belirten sözcükler.

Last Year, last month, last week: Geçen yıl, geçen ay, geçen hafta

That Day, At that moment, that very moment: O gün, o anda, tam o anda

When he was a teenager: O yeni yetmeyken

When I was in America: Ben Amerikadayken

When I lived in London: Ben Londra’da yaşarken.

Present Perfect, kipini olduğu gibi kullanabilirsiniz. Ancak bu zaman kipi aşağıdaki zaman zarf ve edatlarıyla çok sık birlikte kullanılır.


For = …dır ….

For ve Since cümlede geçen olayın öncesi ile ilişkisi kurar. Ayrıca, bahsedilen olayın etkisi konuşma anında devam etmektedir.

For and Since’in kullanımında tereddüt edildiğinde, ikisi arasında şu şekilde ayırım yapabiliriz:

Zaman uzunluğunu gösteren terimlerden önce: For

For 10 years: 10 yıl boyunca, 10 senedir

Takvim veya saatte gösterilebilen geçmişteki bir başlangıç noktasından önce Since kullanılır.

Since 2000: 2000 yılından beri (bu yana)

I have not seen my brother for ten years: Kardeşimi on yıldır görmedim(görmüyorum).

I have studied French for five years: Beş yıl Fransızca çalıştım.


Since: …den beri

I have not met her since last year.
Geçen yıldan beri ona rastlamadım.


Yet: Daha, henüz.

Olumsuz cümlelerde geçer. Eylemin öncesi ile ilgilidir. Bir yandan da mevcut durumu anlatır.

Yet cümlelerinde bitmesini beklediğimiz ancak, henüz bitmemiş faaliyetler vardır.

Örnek:

You have not finished your homework yet.
Ödevini henüz bitirmedin.


Already: Halihazırda, …….mış bile ,zaten,çoktan

He has achieved his goal already.
Hedefine ulaştı bile.

I have already read three books.
Halihazırda üç kitap okudum (okumuş bulunuyorum).


Recently, Lately: Son zamanlarda

Recently, I have faced a lot of problems.
Son zamanlarda çok sorunla karşılaştım.

He has not shown up lately.
Son zamanlarda ortalıkta görünmüyor.


Never: Hayatında, hiç, Şu ana kadar. (Ever’ın olumsuz yapısıdır.)

I have never seen anyone like him.
Hiçbir zaman (Asla) onun gibi birisini görmedim.


Ever: Hayatında, hiç, şu ana kadar.

Sıkça soru cümlelerinde kullanılır.

Has she ever called you?
O size hiç telefon etti mi?

Bazen de anlama vurgu katmak için never ile birlikte kullanılır.

I have never, ever badmouthed anybody.
Asla ve kata birisini kötülemedim.


Just: Henüz, yeni, az önce, şimdi.(Çok kısa bir süre önce olan eylemleri anlatır.)

He has just come.
Henüz (şimdi) geldi.

So far, up until now, as yet.
Şimdiye kadar, Şu an itibariyle

She has not been succesfull so far.
Şu ana(şimdiye) kadar başarılı olamadı.

Up until now, I have not hurt anybody.
Şimdiye kadar kimseyi incitmedim.

We have not decided as yet.
Şu an itibariyle(halen) karar vermedik.


This is the first/second time….Bir aksiyonu kaçıncı kez yaptığımızı söylerken

This is the first /second/third time we have visited them.
Bu onları birinci/ikinci/üçüncü kez ziyaret edişimiz.


Yapısal Özellikler

have/has yardımcı fiil olarak özneden sonra gelir (düz cümlede) fiil past participle form dadır. Past particle form iki türlü yapılır ya -ed takısı ekleyerek yada düzensiz fiilin 3.hali kulllanılmalıdır.

Düzensiz fiillerle örnekler

Infinitive
Past
Past Participle
go
went
gone
do
did
done
take
took
taken
have
had
had
eat
ate
eaten

She has done her homework six times.
Ödevini altı kez yaptı.

We haven’t eaten delicious meals.
Lezzetli yemekler yemedik.


Düzenli fiillerle örnekler

He has painted the house.
Evi boyadı.

They have remembered the event.
Olayı hatırladılar.


IYou
We
They
You and me
have
sent it
seen the film
for a year
since 2007
HeShe
It
Umut
Songül
has

Özne + have/has + Verb3 + for/since


 
Olumsuz Cümleler

has not=hasn’t / have not=hasn’t

I have not gone to Zimbawne yet.
Zimbabne’ye henüz gitmedim.

She has not written her daughter a letter for two years.
İki yıldır kızına mektup yazmadı.


I
You
We
They
You and me
haven’t
made the cake
yet
He
She
It
Leyla
Jasmin
hasn’t

Subject + haven’t + Verb3
hasn’t


Soru cümleleri

have/has özneden önce ve özneden sonra yüklem 3.halinde kullanılır.


Has she read the message?
Mesajı okudu mu?

Have John and Susan bought a car?
John ve Ahmet araba aldı mı?

Have
IYouWe
They
You and me
cooked it
yet ?
Has
HeSheIt
Leyla
Jasmin
Have/has + Özne + Verb3?